-Başlıksız-öyle bir acıktım sana seni sevmeye konuşmayı inançlarına ters özleyişlerinle eskimemeyi bak hala birgün geleceğim diyorum değiliz daha eşiğinde son oyun çığlığımızın ve ezilmiş çimenler kokarken susuşumuzun heveslerimize küskün ırmağında bak hala birgün geleceğim diyorum sakla yokluğumu derinden hissetmişliğini seni bir tomurcuğun açılışının narin yolculuğunda alacağım kendinden sakla sendeki yokluğumu farkında olmadığın ilk ve son yolculuğumu gece geç vakitlere dek otururduk bakışlarımızın özlemleri hayrete düşüren sınırsızlığı yitirirdi inandırıcılığını ellerimizin üşüdüğü yerden başlardı ayrılık sonsuzluk parkında ikimiz kalırdık kim güler kim ağlar bilinmezdi iyi ve kötü anlamsızlık dinletisi olurdu geleceği özlemek paylaşımımıza günün ağarması taze kan kokardı anlamazdık sonumuzun geldiğini sonsuzluk parkında avuçlarımız bomboş uyurduk hiçbir aptal halimize gülmezdi birbirimize yakalanırdık çapraz aldatılmışlığımıza hem hayat hem biz iğfal ederdik anılarımızı anısızlaşırdık yer gök kalmazdı küfretmedik zaman orda durur ama biz durmazdık biz demek yağmur ve çocukluk kıskacında şekilsiz acılarımız demekti (yüzlerimizi görmediğimiz için şekilsizdi acılarımız bakabilseydim içine gözlerinin bir adı olurdu acılarımın en azından bir ünvanla ölürdüm sahilsizlik o kadar yaralamazdı çitlembik gülüşlü olanaksızlığımızı) sonsuzluk parkında dudaklarımız kalem olurdu yüreklerimizin hırslı sayfalarına gidişin eğri kaldırımları dost bildirirdi gönül ağrılarıma el ayak çekilirdi yalnızlığımdan ömür üvey kardeşim olurdu ölümse analığım kimsesizliğin baş konuğuyum artık sabah ziyaretlerinden vazgeçmese de umut karartmasındayım söylediğin türküleri duyamamanın sonsuzluk parkında salıncak kurdum baş köşesinde oturuşuna acılarımın kıt kanaat geçinirken özlemlerimin yarınıyla birgün geleceğim diyorum ısrarla bir gün geleceğim kapına ilk adım tadında okşamak için kapıyı açışını son kez açışını sana değil kapıyı açışına geleceğim sonsuzluk parkına götürmek için umutlarını birleştirmek için umutlarımızı kendimizden hariç sonsuzluk parkında bir son bulacağız sonsuzluk tabutumuz olacak kavuşmasızlığımız kefen bezimiz adresimiz olmayacak öyküsüzlüğümüz tek yerimiz orda sonsuzluk parkında olduğumuzu kimseler bilmeyecek hiçbir kuş konmayacak dalına çiçeğimizin hiçbir hayal yaratamayacak sevişmeye hazırlanmaya denizlerimizin kabarmasını yaralarımız haylaz bizi kimse bulamayacak sonsuzluk parkında ellerimden tutacaksın şiirsiz yaşanmayacağını anlatacaksın aynı sensiz yaşanmayacağını anlattığın gibi sensizlik sana rağmen bir sen’in olmayışı olacak kalmayacaksın bu defa son defa öleceğim… Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |