-Başlıksız-bir yalandı ağız tatlarımız gibi: ilk yaz fırtınalarının sırrına bir uçurtmalar varırmış hayatın ermişliğine en aykırı şeytan uçurtmaları çocuktan daha çocuk ölümden daha ölüm beterden de beter umutlarımıza göz açtırmayan yıldırımlar gibi meğer mahzunluğumuzla üstünü örtmüşüz dilbaz sevdalarımızın uçuculuğunun en küçüğünden en büyüğüne ölümsüz sandığımıza kadar ya da bazen köprüleri atmışız bir an hayalle aramızdaki gerçek aşka ağır gelir yanılsamayı kaldırmaz hangi ıtır taşır kokusunda dokunmak isteğinden başkasını hangi arzu kutsallaştırır tenden ötesini “şeytanın bacağını kıramaz bulutların üstümüzden geçişini paylaşmak” insan sevdalandıkça lekelenirmiş kopan takvim yapraklarına dost hüzünlerle yalnızlığı korkularımıza mahkum etmişliğimiz masumluğu yeniden yorumlamanın imkansızlığı gökyüzü bulutsuz olmaz ömür lekesiz yürek sevdasız şimdi ne küçükken uğunduğumuz renkli taşlarımız ne gözlerimizi kumrular gibi yollara çakıp bekleştiğimiz o en tatlı umudumuzun çıkıvermesi köşeden gözlerimizin içine gülerek Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |