0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
11
Okunma
Ruh,
kapalı bir odada unutulmuş bir penceredir;
ne tam kapalıdır
ne de ardına kadar açık.
İçinden rüzgâr geçer,
adı konmamış acılar sürükler,
bir çocukluk sesi takılır pervazına,
kırık bir akşam gibi.
Ruh,
herkesten önce yorulur insanda.
Bedenden önce çöker dizlerinin üstüne,
susarak anlatır her şeyi.
Bazen bir aynaya sığmaz,
bazen bir kelimeye.
En çok da kimse sormadığında kanar;
“Nasılsın?” denmeyen yerden.
Ruh,
sahibi hayattayken terk edilen tek evdir.
Işıkları açık kalır,
içeride kimse yoktur
ama her şey hâlâ onu bekler.
5.0
100% (1)