0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
19
Okunma
Beni bir avuç karanlığa bıraktılar,
üzerimde tahta kokusu ve suskunluk.
Bir zamanlar saçlara yaslanan ışığım
şimdi küflü bir öğleden sonra gibi kırık.
Yüzleri ezberlemiştim;
utangaç gülüşleri, aceleyle silinen yaşları.
Bir kadın geçerdi içimden,
adını bilmediğim aynalı bir yalnızlıkla.
Sonra kapaklar kapandı,
gün, kendini unutmuş bir cümle gibi durdu.
Konuşamadım.
Çünkü camın dili yoktur;
çatlarsa anlaşılır.
Beni ittiler,
yerim daraldı, hatıralar üst üste yığıldı.
Artık kimse kendine bakmıyor benden,
herkes başka bir yüzle çıkıyor sokağa.
Arada bir rüzgâr gelir,
üst katlardan düşmüş eski bir ses.
Toz silkeler sırtımdan,
geçmişin omzuma bıraktığı eli hatırlatır.
O an bilirim:
Beni değil,
kendilerini kaybettiler.
5.0
100% (1)