2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
34
Okunma

Gitmek aslında neydi
bir kapıyı çekip çıkmak mı,
yoksa içerde kalan sesi
yanına almadan yürümek mi?
Gitmek,
aynı şehirde kalıp
aynı kalabalığın içinden
kendine yabancı çıkmaktı belki.
Valize konmayan şeyler vardı mesela yarım kalmış cümleler,
boğazda düğümlenen suskunluklar,
“kalsaydım” diye başlayan ihtimaller.
Gitmek bir kaçış değildi çoğu zaman,
bazen kalmanın artık
kendine ihanet olmasıydı.
İnsan en çok
kendinden uzaklaşınca
yerinde duramazdı.
Gitmek;
ardına bakmamaya yemin edip
her adımda hatırlamaktı.
Unutmak sanılırdı,
oysa hatıranın
yürüyen hâliydi gitmek.
Ve bazı gidişler vardı,
ne yolculuk sayılırdı
ne dönüşü olurdu.
Sadece insan
eski benliğini bir yerde bırakır,
sessizce
başka bir ağırlıkla devam ederdi.
Gitmek aslında
bir yerden çok,
bir halden vazgeçmekti.
5.0
100% (1)