3
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
47
Okunma

senli anılar düşüyor aklıma,
bildirim gibi,
sessiz ama ısrarcı.
dudağındaki o yarım gülümseme,
gözlerinde konaklayan hüzün…
eski bir şarkı gibi
her seferinde aynı yerden kırılıyor içim.
hep mırıldandığın o şarkı,
hala bende çalıyor.
düşünüyorum da,
bedenim boşlukta askıda sanki.
hayatsa, parmaklarımı iyice gevşetmiş
beni tutmaktan vazgeçiyor gibi.
zaman akıyor,
ellerimden kayan bir şey var
ve tutunmak artık
bir refleks değil, bir çaba.
göğsüm dar geliyor artık,
çırpınan kuş sığmıyor içine.
gözlerim saklıyor kendini,
yalan yok,
gitmeni istemedim.
çünkü sen,
buna bile değerdin.
o gülümsemeyi düşündükçe
daha sıkı tutundum hayata.
direndikçe büyüdüm,
belki sadece
birkaç gün daha yaşamak içindi bu.
dönüşünü beklerken,
kendime kök saldım.
işte böyle
sessiz, görünmez bir sandalyede
oturuyorum.
ellerim dizlerimde,
kendimi dinliyorum.
gözyaşları hangi dilde konuşur bilmiyorum
ama senin ruhundaki güzellik
taşıyordu kendini dışarı.
birçok şey akıp gitti.
o eski şarkının
ince bir yerinde olduğu gibi.
seviyorum derken,
gözyaşları söylüyordu aslında,
sözcükler düşmese de dudaklardan
dokunuyordu.
yavaş çalan bir müzik,
bırakılmayan bir el,
göğüste çarpıp duran bir kalp…
daha ne kadar bekler insan?
bu olan biten
gözyaşlarının sessiz çığlığıydı.
sessizce konuşmak.
çünkü biz,
her dilde sevmeyi biliyoruz,
gözyaşı dahil.
*
Mehmet Demir
131220