3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
110
Okunma
Nice gurbet yolları çöktü yorgun dizime,
Kaldım bir serin sızıyla yazılmış çizgime.
Bir avuç umut düştü gönlümün gözlerine
Tutamadık; bir yaban elde kaldık, hamd olsun.
Bir gün bir gül açılır sandım solan baharda,
Meğer gülün kokusu saklıymış gül-i zarda
Her bekleyiş bir emanet yazılır bahtıma,
Emaneti Hak gönlümüze aldık, hamd olsun.
Sabrın ince yolunda çizikler var ömrümde,
Her çizik bir öğüt oldu suskun kaderimde.
Düştüysek de kalkmayı bildik yine gönülde,
Düştük de kalktık; yine Sana geldik, hamd olsun.
Sonra bir gece indi gönlümün yarasına,
Derman olur sanmıştım vuslatın arzusuna;
Meğer vuslat da perde aşkın Hak rızasına,
Perdeleri gözlerden bir bir açtık, hamd olsun.
Ne gündü yüzümüzü güldüren ne de gece;
Her saati sınav bildik çıkmaz hece hece.
Yaradan’ın nazarı düştü gönül özüne,
Bir nazarla arayıp dirlik bulduk, hamd olsun.
Kalbimde saklı kaldı yılların kırık bağı,
Her bağ koptuğunda artıyordu bir yaprağı.
Kopmuş dalın da olur mevsimlerce ortağı,
O dalda çiçeklendi, meyve aldık, hamd olsun.
Sükûtun eşiğinde bir rahmet indi kalbe,
Her nefes bir zikirdi dökülürdü âh ile.
Aşkın ateşinde yanıp arındık hâl ile;
Yandık, arındık, yine Sana döndük — hamd olsun.
5.0
100% (11)