0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
39
Okunma
Bırakıp gitmeler o kadar da önemli değil aslında,
Eğer ardında, doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı.
İnsan kolay toparlanır, kolay unutmaz belki ama dayanır,
Yarayı sarar, acıyı bir kenara koyar, yoluna devam eder.
Ama o boşluk…
O boşluk, geceyi daha karanlık kılar,
Yalnızlığı daha soğuk,
Ve sessizlik, en yüksek haykırış olur içinde.
Gidip gidenler var,
Bir kapı çarpar gibi, hızlıca, habersiz, umursamazca.
Ve geride kalan, o terk edilmiş odada
Hala nefes almaya çalışan bir kalp,
Dilim dilim kesilmiş, yitirilmiş, yıpranmış.
Bırakıp gitmeler değil canımı acıtan,
Gidip arkasında bir türlü dolmayan o derin boşluk.
Ne zaman dolar, kim doldurur?
Beklemekten öte, unutmaktan başka çare yok belki de.
Ama unutmak da yetmiyor işte,
İçimde büyüyen bu suskunluk, bu ağır hüzün,
Bir yara gibi sızlıyor hâlâ.
Boşluk, sadece bir boşluk değil,
Bir zamanlar dolu olan her şeyin külleri,
Ve o küllerin üstünde atılan adımların soğuk sesi...
Hani denir ya, “zaman her şeyi unutturur” diye,
Yalan. Zaman sadece acıyı derinleştirir,
Karanlığı büyütür, yarayı daha derinleştirir.
Bırakıp gitmeler değil asıl işkence,
Ardında neyi bırakacağına karar veremeyen ruhlar.
Susturamadığın, gömülemediğin sözler,
Sırtında taşıdığın suçlar gibi.
Bir kalp var,
Kendi kendine kırılmış, kendi kendine sızlamış,
Ve kimsenin dokunamadığı, kimsenin anlayamadığı yerde.
Öylece kalakalmış,
Bir daha tamir edilemeyecek bir eşya gibi.
İşte o zaman anlarsın,
Birini bırakıp gitmenin anlamı değil,
Gidilen yerde bırakılanın ne hale geldiği önemlidir.
Ve o hal,
Yaşanılan en büyük yalnızlık, en keskin acıdır.
Gidip gitmemek değil mesele,
Gidip ardında iz bırakmamak,
Bir daha geri dönmemek,
Ve geride,
Doldurulması mümkün olmayan boşluklar açmaktır asıl.
Ve en ağır olanı,
Gitmenin kendisi değil,
Gitmenin ardından geride kalan o cehennemdir.
Doldurulmaz boşluklarda yitip giden hayatlar,
Sessiz çığlıklarla boğulan umutlar,
Ve her geçen gün biraz daha kuruyan bir yürek.
Bırakıp gitmeler,
Bir ölüm kadar soğuk,
Bir ihanetten daha derin.
Ve o boşluk,
Ne bir kelimeyle kapanır,
Ne zamanla unutulur.
Orada, o boşlukta,
Bir parça sen ölür,
Bir parça sen kaybolur,
Ve bir parça sen, hiç tam anlamıyla geri gelmez.