0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
128
Okunma
Taşlara yaslanır alnım usulca
Bir ses yankılanır dağlara doğru
Gökyüzü eğilir yüzüm üstüne
Geceyi sarar da susar avluda
Surların gölgesi düşer içime
Yokuştan inerken büyür kelime
Taşlarda dolaşır eski bir sızı
Götürür aklımı sırlı terime
Çeşmede durur zamanın soluğu
Her yudum içişte titrer boğazım
Suda taşlaşmışken asırlık dua
İçime yankıdır her bir damlası
Minare yükselir sabırla göğe
Ezanla sarsılır kalbim o seste
Bir çocuk sessizce geçer avludan
Gölgesi dolaşır taşlar üstünde
Ayazla delinmiş omzumun yanı
İçime kök salmış gönül efkarım
Söz değil suskunluk eğitti beni
Asırlık yazgıdır alnımda yazım
Bir telde yanarken türküyle özüm
İçime susmuşken bildiğim sözüm
Yanık bağrımda sönmüşken közüm
Alıp can havline yandırma beni
Toprakla bir olmuş her iz, her adım
Küfede taşınır sabırla gamım
Bağlarda yeşeren salkımda vatan
Göndere çekilmiş bayraktır gözün
Bir mezar taşında kalır izlerin
İsimsiz bir yazı nemli gözlerin
Ama sen bilirsin her harf ne söyler
Ölümle susmaz ki eski sözlerin
Bir deprem olur da yıkılır evler
Toz toprak içinde açılır güller
Dizimiz eğilmez alnımız yerde
Külünden yeniden doğar bu şehir
Ve şimdi sorarsan kimliğim nedir
Adımı toprağa yazan izimdir
Harput’un gölgesi sinmiş ömrüme
Sen bu şehrin kalbi, ben taşta izim.
5.0
100% (2)