0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
134
Okunma
Gitmek kolaydı senin için,
Bir kapı gıcırdadı sadece ardımdan…
Oysa benim içimde yıkıldı şehirler,
Sen farkında bile olmadan.
Bir “hoşça kal” demedin bile,
Sanki hiç var olmamışım gibi…
Oysa ben sana kendimi verdim,
İçimden çıkıp, seninle yürümüş gibiydim.
Sabahlara kadar sustum bazen,
Çünkü her cümlem sana çarpıp geri döndü.
Sen susunca anladım aslında,
En büyük ayrılık, kelimelerle başlardı önce.
Sen gittin.
Ama bir valizle değil sadece…
Hayallerimi, yarınımı, inancımı da aldın yanında.
Bana kırık bir “belki” bıraktın,
Ve sonsuza uzanan bir “asla.”
Gözlerin aklımda hâlâ,
Bakma artık görmüyorum diye…
Bazen rüyamda çıkıp geliyorsun,
Uyandığımda ise,
Bir sessizlik kalıyor sadece.
Hatırlıyor musun?
Birlikte kurduğumuz o küçük dünyayı…
Ben hâlâ içindeyim o anıların,
Sen ise çoktan yeni bir gökyüzü çizmişsin kendine.
Ben sensizliği öğreniyorum şimdi,
Adım adım, ağır ağır…
Bir çay demliyorum mesela,
İki kişilik değil artık,
Ama alışıyorum… sanırım.
Senin için sıradandı belki bu veda,
Ama benim içimden bir ömür geçti o anda.
Bazen kendi kendime soruyorum:
"Sevilmek bu kadar mı zordu?"
Ve cevabı sessizlikle alıyorum yine.
İçimde hâlâ senin adınla açılan yaralar var,
Ama merak etme…
Bir gün kabuk bağlar hepsi,
Bir gün geçer her şey — ya da geçiyormuş gibi yapmayı öğrenirim.
Çünkü aşk böyle biter bazen,
Ne büyük kavgalarla, ne büyük sözlerle…
Bazen sadece susulur,
Ve biri gider,
Diğeri kalır,
Öğrenir yalnızca… yaşamayı yeniden.
Ben kaldım.
Ama bir duvar gibi değil,
Bir yara gibi…
Sessiz, kanayan ve zamanla kabuk tutan.
Ve şunu bil:
Ben seni affetmek için değil,
Unutmamak için seviyorum hâlâ…
Çünkü bazı insanlar gider,
Ama bazı acılar kalır.
SONMISRA
5.0
100% (4)