CAN/AN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın canlarının baharında soldurulan cananları gördükçe,
taşıdığım candan iğreniyorum... yazık benim ülkeme... yazık benim ülkemin kadınına verdiği değer/sizliğ/e...
anlık bir can kasırgasıydı,
gözlerinde çakmak çakmak yanan kıvılcım… can’dı… mühürlü bir güldü bazı bazı… an’dı… zamanın en küçük diliminde zulalamıştı asırlık yangınını… canan’dı… tek suçu belki de yüz karası kadınlığıydı… andı, cam kırıklıklarıyla örttüğü geçmişini… yandı… dudaklarından süzüldü katre katre, bir zamanlar bacak arasından akıtılan kanı.. nikahlanmış gençliğinin baharında, hüzünle, vermişler dayı oğlu olacak şerefsize… gitmiş bi vefa, bırakıp cananı meçhule… koparmışlar arasındaki kopmaz bağı, canının parçası biricik bebeğiyle… o anlattı ben sustum… o anlattıkça ben susturuldum… suskunluğu konuştu sonra… tüketti kelimeleri, tükendi… giderken sarı saçlarını savurdu acıyla... kanattı kalbimi, lime lime eyledi… unutmadan… eyyy hayat! giderken, belleğindeki en piç küfürlerle, gelmişini, geçmişini arsızca belledi… sana selam söyledi... (A-Y) |
okuyana yaşattığı zehir
şekil itibarı ile şiir
baya emek verilmiş belli
kutlanır şair
canımı acıttı samimiliği