5
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
362
Okunma
Sözden kaçar,
susa sığar kadim sırlar!
Kimbilir,
ne çok konuşur
içinden içine taşlar
ki;
çiçekler açtığında
kırar kabuklarını
yeniden
ve yeniden
göğe açılır avuçlar.
Yazdan sıcak,
bahara çalan bir düş,
uçurumu körükleyen rüzgarla tutuşur.
Lahitlere gömülü ölüleri diriltir düş ç’ağrısı…
Görünmez zincirlere çarpıp devrilen,
düştükçe içine doğrulan a sır.
Bitmeyen bir hak arayışı, sırrın eşiğinde sırra kadem hakikat ağrısı.
Işığa gölge düşüren karanlığın rahminde nur topu sancı…
En kadim suçların zuhur ettiği toprağın uyanan hafızasında dökülen kanların alnımıza n’akışı…
Eyvah!
Taşın altında yılan
Ne feryat ne de figan…
Bellekte;
görmediniz, duymadınız, bilmiyorsunuz…
Susunuz!
Vaha Sahra
14 08 2025
02:07
5.0
100% (10)