3
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma

Var mı yalana gerek, dardayız belli
Ne bir ne üç ne beş, yediğimiz kurşun elli
Daha kapanmadan yarası değmiş diğeri
Ele alınacak hali yok harap etmiş ciğeri.
Bir ben de vardım ezgisiydi bu sadece
Sinsice bir egoya mı yenildik yoksa
En kötü kokular bile hafif kalmış bak işe.
Bir hafife alınmışlıktan başkası değil
Niçin habisçe ruhlaradır şu meyil
Hayat çok zor yahut imkansız mıdır
Kula eza edenin sonu elbet selâsıdır.
Şu kibirden beslenenlere daima şaşarım
Yırtılır bedenim duramam, karlı dağlar aşarım
Sen nasıl da yitirdin ki vicdanı demeli
Var mıdır kısmette insanların bir tekeli?
Sus ey gönül, bilmeyen bilemez de
Kem söz etmeyesin ve düşmeyesin beise
Bir içteki bene geçememişse söz, yangındır
Varlığın en derinden hissi evliyalıktır.
Hoyrat ne yapar sana, zırhın var ya
İki acı kelime, katı bakış olur angarya
Bir esenlik hali mi ararsın, burası dünya
Bak sen yoluna, eğme başı zalime
Zahmetlerle örülmüştür yol, asla unutma.
Dursun güpegündüz eldeki mum, yansın
Gelip geçenler bırak seni delidir sansın
Hakiki dost arayışında yine yoldasın
Attığın her adımda kalıyor geride anılar
An be an Hak’ kın katına yaklaşmaktasın.
Derviş olmaya var mı gerek, işte gerçek
İyi, güzel her ne varsa beraberce üleşek
Bu fikriyatla açılmayacak mı cümleye talih
İnsan fıtratında duysaydı olurdu salih.
Ben de bıraktım hevesleri, veriyor elem
Bir ömür boyu sürer mi bilmem çilem
Gönülden yükselen sesim daima hayır
Ya Hak, esaslı kullarını üzme, ebeden kayır..
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (8)