0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
86
Okunma
Bir boşluk var içimde, senin şekline benzeyen,
Ne tam karanlık, ne de bütünüyle aydınlık.
Adını koydum: özlem.
Ne sevgi kadar sıcak,
Ne nefret kadar soğuk.
Bir ses bekliyor içimde, suskun bir çığlık gibi,
Gelse, sarılsa, dese ki “buradayım”…
Ama yokluğunla konuşuyorum artık,
Ve her sessizlik biraz daha büyütüyor seni.
Seni severken özlüyorum,
Seni özlerken kırılıyorum.
Ve bazen, en çok seni düşündüğüm anlarda
İçimde sana dair bir öfke kıpırdıyor.
Çünkü sevgi dolu bir yürek bile
Yalnızlıktan yorulur.
Sen gittin.
Ama sevgi kalmadı demek değil bu.
Tam tersine...
Seninle birlikte sevgi ve nefret iç içe büyüdü.
Biri sensizlikte dayanmayı öğretti,
Diğeri unutamamayı.
Özlem…
Ne sadece sevmektir,
Ne de sadece kızmak.
O, ikisinin arasında duran bir yangındır:
Bir yanı seni arar,
Bir yanı senden kaçar.
Ve ben…
Bu yangının ortasında
Ne sana kavuşabiliyorum
Ne de senden vazgeçebiliyorum.