0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
146
Okunma
Ey dünya! Kör müsün, sağır mısın?
Bu sessizlik, bu suskunluk neden?
Gökleri sarsan ağıtları duymadın mı?
Toprak, her gün yeni bir canı sararken
Sen hangi zulmün ağırlığında eziliyorsun?
Bir toplum var ki, ölüme meydan okur,
Cenazelerle dirilir, seccadeleri kefendir.
Beş vakti çoktan aşmış namazları,
Her an bir cenaze kaldıran elleri
Düşmana korku, mazluma umuttur...
Güneş, kan kokan sokaklara doğuyor,
Her şafakta gözyaşıyla yıkanan yüzler,
Ölümü bayrak yapmış bir halk var,
Bir bebek, kefene sarılmadan büyümez burada,
Ve yine de umut taşır minicik elleri...
Ey dünya! Söyle, hangi yasa susturabilir bu çığlığı?
Hangi mermi öldürebilir adanmış bir ruhu?
Gök kubbe şahittir, yer altı haykırır,
Yahya Sinvar gibi adamlar doğurur bu toprak,
Ki onlar ölmekten değil, unutulmaktan korkar!
Cenaze namazlarını beş vakitten çok kılanlar,
Ölümü ödül, şehadeti yemin bilenler,
Bir mezarın başında, küllerinden doğanlar,
Onları hiçbir güç, hiçbir dünya yenemez!
Kudüs’ün taşları dile gelse,
Kanayan minareler anlatırdı acıyı,
Ama bu halkın kalemi kan, defteri topraktır,
Mazlumların kalbine yazılmış bir destandır...
Ey dünya, suskunluğunu boz artık!
Bu toprağın her zerresi bir dua, bir beddua,
Çünkü susarsan, zulmü alkışlayanlardan olursun.
Ve bil ki, bu kahramanları dünya susturamaz!
Cenazelerle dirilenler, yaşarken ölümsüz olanlar,
Sadece mezar taşlarında değil, kalplerde yaşarlar!
Dünya duysun, dünya bilsin:
Bu halk, insanlığın onurudur,
Ve onurun toprağa gömülmeyeceğini kanıtlamıştır!
Erol Kekeç/02.04.2025/Hatay/Aktepe
5.0
100% (1)