5
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
314
Okunma
sırtını dayar çoban döşeği kara toprağa
gözlerini yukarıya diker
üzerinde yorgan mavi gökyüzü
bulutlar onun hareket halindeki hayalleri
şu görünen bütün dünya onun, göz alabildiğince doğa
ve bu onun dünyası kendisine has
söylenenlere inanmayın, kavalı olmuyor çobanların
müzik kulağı gelişkin, rüzgarı beklemekte
toprağa her ölüm düştüğünde ilahi dinlemekte
biz sırların sahibi
çoban sırların sırrı
hayvanlarla konuşur, ağaçlara bakışır
hepsi bir şeyler söyler birbirinden bağımsız
tek bir amaçları var, yıkılsın kötülükler
bayram ilan edelim insanla kardeşliğimizi
artık bize kimse zarar vermesin diye dua eder yapraklar
kuşlar kendi dillerini icat etti, çobana öğrettiler
git bunları anlat diye görev yüklediler
istedikleri şey temiz hava,
kirletmeyin şu havayı diye nakarat yaparlar
ırmaklar fabrika atıklarından şikayetçi
çoban görüyor hepsini
gücü yetmiyor şikayet etmeye
susturuyorlar çobanı bir dilim ekmek ile
gökten üç dilim ekmek düştü
biri çobanın başına
diğer ikisini yine kaptı zenginler
istedikleri yerde ormanı ezecekler
yaktıkları yerlere ne yaparız diye gezecekler
çobanın doğal zenginliğine kirli parmaklar girecek
doğa bir gün intikam alıp, başlarına çorap örecek
Müjgân Akyüz Dündar
5.0
100% (17)