NARİN'EBir çocuk vardı, adı Narin, Saçları güneş, gözleri bahar; Bir melek gibi, bir çiçek gibi, Toprağa düşmeden soldu bir nar. Annesi derler, taş kesmiş kalbi, Kardeşi olmuş bir yılan gibi, Amca denen gölge karanlık, Nasıl düşer insan bu kanlı yola? Hangi vicdan kıyar küçücük ele? Hangi yürek dayanır bu acıya? Bir bebeğin gülüşü titrerken gökte, Bu dünya neden kör, neden sağır hala? Ah Narin, sesin yankı bulur mu? Adalet olur mu, öfkem diner mi? Gözyaşım sel olup yıkar dağları, Ama ne fayda, geri gelir mi? Feryadın büyür göklere doğru, Karanlık bir çağ bu, insanlık kayıp. Vicdan mezarlık, kalpler mühürlü, Ve senin masumiyetin ateşe sarılıp. Kırılan umutlar, dökülen yaprak, Çocuk bahçesi suskun, boynu bükük. Kimse sormaz mı “Bu neyin cezası?” Hangi masum bu zulmü hak eder, göçüp? Narin, o küçücük bedeninle, Koca bir insanlık ayıbını yüklendin. Bir çığlık oldun tarihin içinde, Ve bizi, suskunları, yerle bir ettin. Ah zalim dünya, vicdansız eller, Kimse anlamaz mı bu kan kokusunu? Bir annenin adı neden katil, Bu kadarmi, vicdansız olur abi? Bir amcanın gölgesi neden düşman olur? Aldıkları ceza yeter mi sence, Bir canı geri getirmeye? Hangi mahkeme siler bu lekeyi, Hangi söz dindirir yürekteki yangını? Bu kara toprak, bu zalim diyar, Kaç narin çiçeği solduracak daha? Kaç masum, yalan dünyada Karanlığa kurban kalacak hala? Ama unutulmaz, Narin’in adı, Hafızalarda bir yara, bir sızı. Belki bir gün, insanlık uyanır, Ve senin feryadın bir sonun ışığı kalır RAMAZAN ACAR |