BAK İŞTE
Bak işte;
Her taraf kar boran, Senin anlayamadığın, Bu üşümüşlük dışarıdaki fırtınanın etkisi değil. Yüreğime çöken yorgunluk hissiyatı ile beraber çaresizliğin ayazıdır. Gözlerimin karası, Saçlarımın beyazıdır. Gecenin karanlığında, Dört duvar arasında farelerin hışmına uğramış yorganın altında titreyen Vücudumun üşümüşlüğüne değilde!!! Sen kokan şehrin sokakları, Sen geçerken aydınlanan caddelerin, Sen bakarken ısınan yüreğimi, Şimdi sensiz nasıl inandırabilirim? Hangi güneşin ışıklarıyla? Hangi sobanın ısısı yetebilir ? Farkındayım, bir ihtiyarım bastonuna sarılması misali, Ona dayanarak, onu dayanak gördüğü gibi, Benimde bir kalemin birkaç tane de beyaz kağıt kaldı elimde. Bazen dertleşiyoruz onlar, Birkaç mısra diziliyor ard arda beyaz sayfalara. Bazen de kalemim naza çekiyor kendini, Mürekkebin azizliğine uğratır. Ama sonunda pes eder dayanamaz ya bana, Kıyamaz hani, Benim ona kıyamadığım gibi. Aslında hiç kimseye kıyamam, Sanırım bunu en iyi o bilir, Yani en iyi kalemin bilir. Olsun biz yine de kıymamaya devam ederiz, Varsın gecelerimiz ayaz, Saçlarımız beyaz olsun. Bize kış olsada herkese yaz olsun, Yeter ki yazılan sayfalar beyaz olsun!! Ve hep anıları güzel ve taze kalsın... Kadir TURGUT |