SENi ÖZLEDİĞİMDEKi KAYBOLUŞUM
Seni özlediğim de,
Ruhum, Varlıkla yokluk arasında, Mekik dokur ustaca. Ne hünerli bir sanatçı ki, Acının portresini çizer, Yüreğine. Kor ateşlerde yürür yalın ayak. Gittiği yoldan bir iz taşır tabanlarında. Özgür olmak için çırptığı her kanat, Fiziği boşa çıkaran bir beşerin, Yokluk çekimi ile arza musallat. Aşkın genlerini, Bulamadıktan sonra, Biyolojiyi neylerdi. Cebire sığındı göğsündeki ağrıyla. Topladı sevdayı eteğindeki tüle, Çarptı, kaderin verdikleriyle. Hep eksiliyordu sahip oldukları. Çıkanlara gözyaşı akıttı. Suçlayarak kendini, Ağarır mı cemalim düşüncesinde. Hiçbirini bölmeye kıyamadı. Ömür, kazıyordu kuyusunu, Mutluluk, bir hayaldi. Huzur, hasret denizinde ufukta. Tekerrür ediyordu, hep. Tarihe bakmaktan başka çare yoktu. Üstüne yükler yüklediği geçmişe. Araladıkça sayfaları, birer birer, Uçuşuyordu semaya korkuları. Sevdanın bedeli olan, Bir kurban istiyorlardı, Uğultuları rüzgara karışarak. Kayboluşun nirvanasıydı, Yüzleşme günü gelmişti, Karabasanlarla. Kıyamet mi kopmuştu, neden tekti mahşerde. Sırat yoktu, her taraf cehennem. Kurtuluş hayaldi, boğuldu gördüklerinde. |
Çok saygı kaleme