MÜLTECİ GÖNÜL
Ah divane gönlüm,
Hudut bilmeden aştın gönül çitlerini, Sevdiğinin gönlünde mültecisin şimdi. Sevdiğinin yüreği aşkın narında har olmuş, Pişmiş , yanmış ve özünü bulmuş. O aşkının kurbanı olmuş. Hasretinde dahi özünü yaşar. Makamların zirvesinde aşkın. Yüreği, Baki, Nebi, Fuzuli sevdasından tatmış, Onlarla hemhal olmuş. Necip Fazıl’la göz göze gelmiş. Mehmet Akif’i yüreğine sermiş. Oysa sen, Had bilmeden onun narı seni sarmışken, Korkuların en fenası, kaybetmek, Bir duvar gibi dikilmiş karşına. Tuzbuz etmiş, sevileceğim ihtimaline dair herşeyi. Yaşamak denen hayatın en büyük zulmüydü bu. Kuş gibi çırpınan yüreğimi, asmıştı boşlukta, Kanatlarımı koparıp, acı denen zehirle bilenmiş hançeri Sevdiğime sarıldıkça kıvırır, ah ettirir. Büyük sevdanın acısıda büyük olurmuş, Ondan gelen bir tek söz deva olur bana, Onu sevmenin verdiği haz, hepsini unuttururmuş. Mültecide olsan yaşa gönlünce, Böyle bir yüreği sevmek nasip oldu diye. |
Derinliğiyle orantılı özgün ve güzel bir söylem.
Tebrikler.