Malumkalbine taş değse gaipten aldanış olmayan ağı koparmak bir avuç gürültü yel değirmeni savaşı üst perdede sökük dikte dil kopan kâr öfkenin kölesi heybetli es üzüm sarhoşluğu loca bitimsiz, gel gitler müjdecisi alaycı cümle taburu sövgü imsiz imge açması delirmiş ego oyun bahçesi dalgalı sahilinde ki; kanat senindir kırıp döktüğün sayılı yaprak tükenmek de yenilenmek doğan güneş esen yel yağan yıldızlar açacaksa ağlamak, ağla taş sınırları uslanmaz bir ümitle akan damlaya sor ummana deliren köpüren öfkeyi göğe yükselen denize atılan bulutlardan korkunun kucağına Sude Nur Haylazca (Vaha Sahra) |
Kutlarım değerli dostu ve eserini
Ömrüne bereket
Sağlıcakla