Ç'ÖL SUSKUNLUĞUŞiirin hikayesini görmek için tıklayın " şiire olan ortak inancımızın bir gün kıskançlık yaratacağını göreceğiz. " Cesare Pavese çaldırmadan şimalin asiliğine yarım kalan sohbetlerimizi oturalım gölgesinde gülün ölümün soyağacına konan kuzgun renkli nefesler bir ah etsen çıkacak camdan hadi kokundan biraz gönder kalp arası açlığımın öğünlerine tanrı ile yatıp kalkan bu kör zamana İnat sonra aklımın çıldırmasına gökteki keder elçisi yıldızlarla gel kandır yıldızları geceden bir bilmeceye nefesin kirpiklerimi saran kadife örtü yüzünün vahasında gezdiriyorum kendimi ara sıra kaybederek dudaklarının anlamında düşlerimden arta kalan yalnızlıklarımla aldırmıyorum dağların ardına düşen ırmakların sancılı buğusuna sarhoş iklimlerin ayak diremişliği kapıma dayanmış amansız türkülere meyledercesine hatırı sayılır kahırlar konduruyor sonra oturup etrafında temize çekilen ağır yaralı gülüşler gömerek hesaplaşıyor zamanın kangren sevinçleri sevişleriyle ihtimaldir burkulan zamanın kapıya dayanması ayaz yüzlü kış sarhoşluğunda ben yine kanıyorum ellerime lavanta bahçeleri dikerek dizlerimin bağları çözülüyor kanmaktan güneşi ve tahta ayaklarıyla şaha kalkmış tayları kundaklıyorum bir hayalet gibi aramızdan geçiyor suskunluğumun kızıl ırmakları bir yakasına seni diğerine bir araya gelmezliğimizi iliştiriyorum neyse ki uğramıyor göç mevsimi sevdamın ıssızlık duraklarına sevdam paslı bir atlas demirler kumral teninin çöl suskunluğuna |