11
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
559
Okunma
"Bütün yasaların üstünde olan bir
vicdan yasasından bahsetmek mümkün ."
yedi yaşındaki çocukluğumun anlamasıydı hayatın kaç imbikten süzülerek aktığını meleklerin ihtiyaç duyulduğunda
olay mahallini çoktan terkkettiğini
son yolcusunu kaçıran tren gibi
ve bir cetvelin parmaklarıma
her vuruluşunda kalbimde kalan
iziydi acının adı tarifsiz
bir de şeylerin yaşı
günlerdir parmaklarım
aynı türkünün ezgisinde tutuklu
o cetvelin parmaklarıma uyguladığı
zorbalığı unutmak adına
her şeye bir isim koyma telaşına
düşen zamanı cezbetme pahasına
hışmına yenik düşeceğimi bildiğim
bu sarmalanmış öfkeyi
tezgahında bir daha
p’azarlanmayacağı inancına
kanmak ve kanamak arasındaki
fazlalık harf gibi yanaştım
yüzleşeceğim ne çok gerçeğim
varmış oysa
zorunluluklar dışında
nefes alamamış
sonra denemek geldi aklıma
nasıl olduğunu bilmesem de
istedim bunu izansız
peşine takılıp hiçliğin mutluluğuyla tanıştım
taşıyamıyorum ucu yanık masalların
kül yutmuş gerçeklerini
kurtulmak istiyorum hepsinden
en tabii hakkımla
dönüş yolunda sabaha karşı
deniz o kadar çekici geldi ki
az kalmıştı çekimine kapılmama
hayatın kurnazlığı karşısında
bilinmezlikleriyle beni karşılayan
sorgusallık ikliminin içinden
türlü türlü sesler renkler ve nehirler
hep aynı yöne şaşmadan uygun adım aktı
akmak bir ırmak için büyük bir varoluş
insanın bir anlama bağlanıp
o anlamın peşinden sürüklenmesi gibi
kimi zaman da kaygısızca bir gülüş
belki kadar tehkeliydim artık
savruluşlar çağında
nereye savrulursa o yana konan