8
Yorum
41
Beğeni
0,0
Puan
664
Okunma
yok oluşlarımızın gölgesinde
kaygılarımızın kuytusuna sığınıp ağlaşıyoruz sessizce
huzursuzluklarımız
adresini seken kurşuna eş değer muhatabın usundaki sığlıkta
yol alamayan kervan
ömrümü bıraktığım
haramilerin ucube lehçesi duy beni
dilime tüneyen alfabelerini
gecemin kandiline fitil eyledim
yak artık
yok artık gerimde gereğimde
ayrıntıya düşmüş hece
kurtarıcısını bekleyen
dünyayı da terk etti
kimse örtmeyecek
gözü açık yaralarından gözbebeğimi
yaşını almış bir ihtiyar gibi
köşesine çekilirken takvimler
hüzünlü bir filmin en komik sahnesine katıla katıla ağlıyor sokaktaki kediler çöplüğünde umursamadan eritiyor hayat
bir çınarın ağlayışını
ne etrafında cirit atan
yenilgileri ısmarladığı çay
ne düşlerinin arasında söylediği yalan salladığı okkalı umutlar
sol yanını düzeltmiyor
ağzında azgın bir gerçek :
sen insan değilsin
üzerine his çökmüş şehrin
kaldırımlarında doyumsuz fahişeler
bir ihtimal küçülürüm
düzenbaz aynaların içinde...