3
Yorum
37
Beğeni
0,0
Puan
408
Okunma
Öyledir öyle , yüz kere öyle olsun ,
ey dünya sana yazıklar olsun ,
devran haindir , gelmez benimle ,
Evdal’ım ben , Evdalê Zenikê’yim
âşıkım ve ram alma önderiyim ,
yeryüzüne ilişmiş bir gülüm ama ,
bugün evimden bile firariyim...
Evdalê Zeynikê
içim üşümemişti yalan rüzgarından
eteğimi kırbaçlayan kelimelere
yorgun mağaralar ağız açmış
karanlığın dibine batmış
kör bir ışık saatlerdir
avucumda yeşermeyi bekleyen yaprak terazinin iki kefesine de
hüznün mevsimini pay etmiş
sarı benze durmuş ayva
nar vurdum duymaz halayık
şehirler boyu iskambil sarnıcı
herkes mutlu muş ohh
uzaktan bakınca
tadı yanağımda tokat
öğretimizdi oysa
uzatmak diğer yanağı
bir de paylaşmak demişti
yarin yanağından gayrısını
bir beden büyük almıştı annem
o yüzdendi oturmayışı bakışıma mutluluğun
büyüklerimin eskisiydi bana kalan hüzün
bana suyun düvüşünü dizlerini
yakılan köylerin gözelerinden
kaç mil yıl sonra
rengini karaya buladığını elmasın
ağıtlarında
doğruluk eğrisi kaybedilmiş kıtaların
gayya kuyusunda çığlıklarını
anlatan zaman
dinlemek eskidi
dilime gem vurdu masal