Mazoşistd i p t e y i m… boğma rakı gibi boğuluyorum toparlanmaya çalışsam da bir türlü toparlanamıyorum bir zaman ellerini tutan ellerim, dudaklarını öpen dudaklarım vardı b u l a m ı y o r u m… ben böyle yılkıya bıraktığım sevdamın yasını tutup zehriyle sevişen akrepler gibi acımla sevişirken kangren olmuş bir yarayı kızgın demirle dağlar gibi ikide bir senden sonrasını sorma bana bunu yaz bir kenara senden sonrası olmadı olmayacakta… senden sonra, ufka serdim gözlerimi balıkçı babasını bekleyen hasret kokulu çocuklar gibi uykusuz, umutsuz seni bekledim göndere çekilmiş bayrak gibi hep sen dalgalandın surlarımda hep senin yolunu gözledi nöbetçi kulelerim senden sonra, dost sohbetlerinin en sessizi arkadaş toplantılarının en hayırsızıydım darağacına gider gibi sokağa çıktım inime girer gibi eve girdim komşuların en selamsızıydım sokak köpekleri, kuşlar ve sen hariç herkese küskündüm kırıktım, döküktüm, fazlaydım sokaktan beni süpürdü çöpçüler geçimsizdim, küfürbazdım, arızaydım statlarda beni yuhaladı seyirciler senden sonra, yeni yeni hobiler buldum kendime bazen, kelebek cesedi biriktirdim avuçlarımda yokluğunda işte böyle öldüm gör işte diye bazen de işinin ehli bir kundakçı gibi bütün limanları ateşe verdim senden başka sığınacak limanım yok bil diye ah dudağıma konmuş en güzel ıslık durup durup, senden sonrasını sorma bana senden sonra, çivi çiviyi söker dedim gelmediğin her gün kalbime bir çentik atıp fondip yapılmış kadehleri saymayı sevdim “s e v e m e z s i n ” deme… dikiş tutmaz yaralarımı bile sevdim ben sen açtın diye… |