gün süzülür toprağa
gün süzülür toprağa
erimez dilimde köz düğümleri süzülürüm içimden köküme dile dolanan güz tutmuş yüzümü sürerim geceyi gündüz boşluğuna. kuruyor içimde bahar günleri günahıyla bıraktım çıkmaz sokakları susmaz acısıyla yürüyorum şehrin. doymuyor yaşam yangını gözlerime yıllanmış gün düşüyor yollarıma umuda örülmüş kederli hayaller gülmeyen camların yüzüne asılı. dumanı kesik bacalara göz diktim çakmaz kıvılcım el dönmez tezgahta kayıyor gözümden emeğin yıldızları. feryadı çocuğu büyümeyen ananın yeşerir toprağın kurumuş yalnızlığına gözleri bulanık nehir ağlamasıdır damlar yakamdan acının fotoğrafıyla. kilitlenmiş karanlığa kapılar çift düğümlü duvardır yüzleri kırgın sabahlara görülmez halleri bir lokmanın terinde. taş taş yıkılmalı umutsuzluğun kalesi bir günün güzelliğine yıkılmalı yeniden akmalı yaşamın gülen yüzü kokmalı yanaklarda özlemin kızıl gülleri... zeki kırhan |