Arafgöğün gümüş kadehinden anason kokulu bir yağmur dökülüyor şehre hafif yalpalayan kafası güzel bir yağmur ıslak caddelerde şık giyimli bir gölgeyim hangi kaldırımdan yürüsem sensizlik sıçrıyor üstüme hangi saçağa sığınsam yokluğun giriyor koluma üstelik üşüyorum… senden kalan sıcaklığı çoktan tükettim artık ağustosta buz kesiyorum sürüden sürülmüş bir kılıç balığı gibi yalnızım sen bilmezsin bendeki yalnızlığı yalnızlık benim cehennemim yalnızlık benim iğneli fıçım yalnızlık benim arsız misafirim her gece gelir usulca çalar kapımı aşüfte bir yosma gibi girer koynuma unut diye fısıldar kulağıma u n u t… unutmam seni, u n u t a m a m sahibinin mezarından gidemeyen köpekler gibi gidemem senden mevsimler bitse, yollar bitse, ben bitsem de düğüm düğüm bağladığım aşkımı iplik iplik sökemem ah yarım kalmış avazım bir kez öldürsem bin kez diriltirim içimde seni araf’ta kalmış bu sevdayı canlı canlı gömemem |
Zordur unutmak yürek bir kez sevmiş ise
Unutmaya çalıştıkça daha hiç unutamaz insan inadına
Akışına bırakmak lazım belki de
Şiirin adı öyle iyi anlatıyor ki şiirdeki duyguyu
Arafta kalmak da bir o kadar zor olmalı çünkü
Yağmur sesi iyi geldi yalnız ferah ferah 🙂
Çok güzeldi şiir Highrock
Aşkın ve yalnızlığın hüzünlü bir portresi gibi
Not: Takibimdem çıkmışsın, yanlışlıkla elim mi değiyor bazen anlamıyorum ki. Lütfen kusura bakma Highrock. Çok kızıyorum kendime çok.
Şimdi yine aldım takibe.