gök isyan
gök isyan
yutkunsam içime dökülecek topladıklarım gelip boğazıma duruyor ağız dolusu gök yırtan isyan daraldım yürümeye, yüzlere bakmaya birer birer bakmaya daraldım. karanlık pençeliyor sineyi sokağa çıkıyor gülün dikenin kokusu çoğunun kirlenmiş yürekleri bakışlarında aynı hırs aynı içe dönük yansımalar görmüyorlar riyakâr nefreti asılmış yüzümü bu yaşam rüzgârına kızgın gözlerimi görmüyorlar durduruyor ağzımda dilimi bastıran tıkaç. yüzüme intihar şiddeti vuran bu keşmekeş bu depremler yaşatan bunalımlı sokaklarda yoksul ölü evleri isyanları karadan da kara olan savunmasız gözlerin koynunda biliyor musun kimsesiz çocuklar sus içinde. ekmek alınmaz bir irilikte bilinsin artık daralmış ceplerime inceldikçe incelmiş ellerim hüküm sarmış ipliğini düğümlemiş körlüğe. tutmak birinin elinden, omuzlamak ötekini sevgiyle uzandıkça gözlerdeki korkuya yüreğime düşen sancıyla gülüyorum kimin hakkı, bu şehirde birlikte yaşamak çalan kol kola gezerken çaldıranla, kimin hakkı?.. durdurmalı olanları, bir dağ kanatlarını açmalı uçurmalı şarkılarla türkülerle güvercinleri birlikte yaşarken bir halkın da onuru olmalı. zeki kırhan ağır sesler kitabımda sayfa: 22 de |