KUZGUNDERE'DE ÇOCUK OLMAK
HER ZAMAN YAŞAMAKTAN GURUR DUYDUĞUM NAMI DİĞER KUZGUNDERE’DE GEÇEN ÇOCUKLUĞUM. KUZGUNDERE TRABZON’UN VAROŞ BİR MAHALLESİ ZAFER MAHALLESİ. AMA NEDENSE HEP KUZGUNDERE İSMİYLE ANILDI. ŞİMDİ DURUYORMU DİYE SORARSANIZ, MAALESEF KENTSEL DÖNÜŞÜMLE YOK EDİL
KUZGUNDERE’DE ÇOCUK OLMAK Ne çocuk oldum, Ne de çocukluğumu yaşadım, Hiç oyuncağım da olmadı, Kitaplarımı cicili kağıtlarla kaplamadım. Çantamı da süt torbasından yaptım, Ayakkabım naylondu, Sonra iskarpin oldu, Öyle sevindim ki anlatamam. Utancımdan mahalleye giremedim, Çocukluk işte.. Herkes bana bakıyor sandım, Hele o Yavrukurt özlemi yok mu? Ezikliğini hep içimde hissettim. Fukaraydık üstelik sekiz nüfustuk, Bir babamın aylığına bakardık, Rahmetli babam, adam gibi adamdı, Adını sorarsanız Recep ustaydı, Heybetli mi heybetli, üstelik uzunda boylu, Bakışından korkardık, Bakınca da ödümüz kopardı. Ya mahallemizin komşuları, Hangisini sayayım yazmasam, Diğeri gücenir mi? Kazım Aga bakkaldı, mahallemizin bakkalı, Kaç kuruşla gittiysem, hep istediğimi verdi, Ya Ruşen amca sayılı şoförlerden, Sabahları bizleri okula bırakırdı. Bir Zela teyze vardı komşumuz, Ara sıra çağırır kurabiye verirdi, Tufan amca mahalle muhtarı, Arabalara takılmayın derdi, Tatlı sert güleç yüzlüydü, Dediysek de çatınca kaşlarını, Harbiden ödümüz kopardı, Tufan amca adalet timsaliydi. Kuzgundere’nin bıçkınları vardı, Hangisini saysam hepsi de, Adam gibi adamdı, Cemal Abi kahvesi vardı, En yakın can dostum hayat ustamdı, Yeri gelince acaip racon keserdi. Kör Hasan en sevdiğim insandı, Balıkçı Tayar gönlü bol güzeldi, Duymadım bir kalp kırdığını, Hamdi abi kafayı bulunca, Sohbetine doyum olmazdı. Çolak Temel, altın diş Cevat, Birde Ölmez İbrahim efendi mi efendi, Aso İbrahim çocukluk arkadaşımdı, Gencebay Nuri şarkıyı gönülden okurdu, Dinlerken bizleri mest ederdi. Şerif, muhtar Temel, Rahmetli Ömer, can dostum Azmi, Bakkal Cevat, Metin, Gezdi İlyas, Kesik Sali, Abim Salih, Berat abi, muhtar Metin, Mustafa, yoktu kötü insan mahallede, Hepsi de çok güzel insanlardı. Kuzgundere bu raconu biz keserdik, Büyükler sever, küçükler saygı duyardı, Ne mahalle idi arkadaş, birbirimizi çok severdik, İnsanlık, komşuluk, dostluk hepsi burda vardı, Bir daha doğsam yine orda yaşardım. Ne güzel maçlar birlikte yapardık, Topumuz da naylon toptu, Gara Salim iyi çalım atardı, Arkamdan yetişir topu benden kapardı. Ünal’da ondan alır, topu da gol yapardı. Topu sokakta, çomağı tarlada, Her türlü oyunun kralını yazardık, Ya misket; onuda çamurda oynardık, Misketten elimin üstü nasır tutardı, Öğretmenimiz kontrol edince, Bizi birazcıkta okşardı, Kızmazdık asla öğretmenimize, Çünkü bizleri çok çok severdi. Ne oyuncaklar yapardık; Makaradan araba, bilyeden kay kay, Kale dibine çıkar ta aşağı kayardık, Birinci olunca da acaip caka satardık. Huyum kurusun benim elimde değil, Hiç sonuncu olmadım bir kere eğil, Üç kerede üçüncü hiç fena değil, Arkadaş ne güzeldi değil mi? İstedim hiç bitmesin, Çamurda da oynasak, Mutlu olduğumuz kesin, Hayatta acımasız hiç bakmadı yaşıma, Elinden geldiğince, neler geldi başıma. Hayat da bize bir görev biçip geçti, Ne kendime kızdım, ne de ona gücendim. Sadece biçtiği rolü oynamaya çalıştık, Söylenecek son sözde, hep mutlu olduk, Yoksulduk, fakirdik ama çocuktuk, Galiba mutlu yaşamayı başardık. Babür Ali Yaşar Eğitimci/Araştırmacı 1977/Kuzgundere |