Baharları Solu
mazine eski perdeler iner
uçuk rengiyle dolaşır kırık bir kalbi boyar uzun yasını koyarsın ceplerine; hiçbirini incitmeden kararlı ellerinle üşüyen serçede uğuldarken rüzgâr gözlerinde baharla demlenmiş bulut ruhunda bir sağanak anılara yağan yağmurda damla damla adımlar içindeki boşluğu büyütür sallantılı gözlerle bakarsın yağmura; iki üzgün göz durmadan aşkı seğirir bakışını duyar gibi güllerin uyanış taşıyan baharın sisi nemli torağın kokusuna sinerken zaman bir gölge gibi vurur kendine gümüş köstekli bir akşam vakti Eski Liman’daki çay bahçesinde orta şekerli kahveni içerken dününde kayıyorken kum; “Resimdeki Gözyaşları”nı mırıldanıyorsa dilin çıplak bir yağmur demetiyle geçmiş bir anda sızlıyorsa kalbin ılık bir ürperti geçiyorsa teninden bir belirip bir kaybolan düşlerde koru yalnızlığını sakla gözyaşlarını yorgun yüreğinin kıyısında duru su gibi biriktirdiğin baharları solu nergisli bir gecenin ortasında yıldızlar yağsın yüzüne ve denize FATMA LEYLȂ DENİZ |
ve bundan hep açık olurmuş perdeleri şiirin,
toprağa baksın ve üşümesin diye.
eyvallah.