DEMEM O Kİ
iki iskele arasında
dalga uzadı taşmıyor / hiçbir yere duruluyor bir huysuz duygu sokuluyor içime ve bekleyip duruyor benimle git gide artan soğukta bilmediğim bir korkuyu biriktiriyorum içime vuran yansımada geri/ ye bakıyorum bahar dağılmış denizin üstüne görünmüyor deniz orta şekerli bir sabah sası öğleden sonrası ikindi demsiz gün ışığından irinli yaralar devşiriyorum yaz leke bırakıyor ellerimin yüzünde bir köpek salıyor kuduz imlerini üzerime üzerime demem o ki biliyorum geçmeyecek ağzımın acısı dolacak avuçlarım nar tanelerinin ekşisiyle pekişmiş bir yalnızlık benimle Mart yine kandırdı bademleri toplanıp gitti yaz kurumuş papatyalarla denk yapıp sarı kantaronları koydum başucuma keşkelerle nicedir küsüm rüzgâr çoktan gitti çırpınarak bıkmadı begonya ve fesleğen pencere kıyısında uyumaktan hüzne yazılmaktan dalgalar hep küs, martılar aç yapraklarına yağmur iner derviş eylülün yağmur sesinde kırılır gamlar her şey hayal olur gece suyu çizer saçak saçak sarmaşık göçüp gider sapsararmış alınlardan hazan son yaprakta düğümlenir kırık rüzgarlar bozkırlar boyunca sürüklenir yosun çöl korkusu ile kıvranır yazın sonsuz sızısında kum yengeç izleri taşır sırtında günleri karalanır kışın denizde de bildik renk gidip gelmekte yunmuşun derisi çürür ıramışın önünde yol tuzakları diken incitir ayakları –nı ölümü onarmaya yetmez ibrişim uçar uçar sabah uçar akşam uçar bir tek gün saklanır kovulan kuş kanatlarında demem o ki şairin küllüğünde birikir eski nefeslerden üflenmiş zaman güze ulaşmış bağlar tadında hala korur sıcaklığını FATMA LEYLȂ DENİZ 10/06/2021 |