SANA VE BANA DAİR ŞEHİR HİKAYESİ
-I-
Sevmiyorum bu şehri yeminle Çalakalem çizilmiş gibi bozuk yollarını buruşturulup atılmış gibi duran kaldırımlarını ve yerlerini kaybetmiş gibi karma karışık duran insanlarının eğreti selamlarını Ne zaman baksam yüzüne art arda sigara sıkıyorum ciğerlerime Giden adamlar görüyorum koynunda çokça -Ne değerlidir! giden adamlar kadınların gözünde giderken bakmadıkları için arkalarına- Sokak aralarında köpekler tehdit geveliyorken meymenetsiz şehir eteğindeki taşları döküyor Perdeler kapanıyor Kapılar kilitleniyor Ve sen ezberlenmiş cümlelerle konuşurken ben emzirmekten vazgeçtiğin hikayemizi avutuyorum -II- Sevmiyorum bu şehri yeminle Hep tek kişilik aşklar sağıyor göğsünden Finali çirkin biten masalları seviyor Kutsal adaleti! bir tek yalnızlara yeterken tüm şürekaları aynı yalanı alkışlıyor Gece yarılarında kalabalıkken adam olanlar! şarabın arkasına saklanıp dudaklarını harama sürüyor ve silahlıyken cesur olan! kimileri de ayarsız cümleleriyle sıkılmış yumruklarımı zorluyor Ve sen adım duvarların dibinde yanlı/ş telaffuz edilirken tekzip etmiyorsun -III- Sevmiyorum bu şehri yeminle Yalancı şahitleri avucunda saklıyor ve hakikatli adamların ücretini eksik ödüyor Tüm nüshaları mahcup aşıkları rencide eden sıfatlara kucak açarken Utanıp sıkılmadan eceli gelmemiş aşkları kefen gibi sarıyor Neon ışıklarının pençeleri bedenime üşüşürken yol kenarlarını parselleyen düşü kırılmış kadınlar -ve bilirsin karşılarında duran aklını düşürmüş ucuzcu adamlar- halime alışmış gözlerle bakıyor Aklıma menşeini bilmediğim ama pimi çekilmiş bin bir küfür geliyor Ve sen yoksullardan artakalanları toplayan siması yorgun kuşları bile düşünüyorken beni bedduasız cümle kuramayanların dilinde unutuyorsun -IV- Sevmiyorum bu şehri yeminle Okunmadan yakılmış mektupların küllerini nasibi kapanmış yalnızların ellerine koyuyor ve ne genç kızların saçlarını şekil şekil örmesini ne de çocukların bilye oynamak uğruna yüzlerine güneş sürmesini umursuyor Sadece soytarıların bel altı sohbetlerine ve acemi içicilerin şaibeli hallerine gülümsüyor Ve sen saçlarını bile izinsiz kokluyorken şehri tekfir etmiyorsun da bana yükleyerek külfeti kalemimi kırıyorsun Sevmiyorum şehrini yeminle Yağmur yıkamasa inan gelmez melekler bile… ARŞİVDEN Özgür SARAÇ/Râzı |
kimi sevmeyi unutmuşsun bence " iyi " şair,
gerçek ve "meşhurluk" gitgellerinde...
ve zira yüreğinde sol yangın
ve gerçeklik hep sağ derken dünya gerçekliğinde.
eyvallah.