dudaklarımda son buseyılgın ve yıkık bir şehrin küflü caddelerinden akıp geçerken bir kalabalık dolusu yalnızlığım; şarkıların efkar molası verdiren yerlerinde atarken kalbim, izmarit toplayan evsizlerin son umudu olurken dudaklarımdaki meret.. ben hayatın lüks bir acı olduğunu yazarken dört duvarıma, bir de bu şehre küfrederken yersiz ve hoyratça, bir de giderken gölgen, gölgemin eşiğinden koştura koştura.. mevsimlerden bahardı, çiçeklenen semtlerin gülüşü düşerken kaldırımlara, aşk şiirleri çizerken bütün kuşlar gölge gölge kaldırımlara, bir de çekmecesinde neşeli mektuplar saklarken deli divane sevda.. herkesin ilk dediği bana son defaydı. gözlerimi daire daire saran bir sahra çölü, kısmetsiz bir göçmen kuşu tepemin üstünde konaklayan, soysuz ve sınırsız rüzgarlar bir de, yoldan çıkmış kamyonlar gibi suratıma çarpan. ölümü hatıra belleyen kimliğim, kimliğini unutup,kimin uğrunda kimsesizleşti ki bunca? hatrına öldüğüm, öldüğümü unuttu oysa. ben bir serçe telaşı şimdi ağır aksak, ben bir mevsim bozması, dünya artığı. ve dudaklarımda son buse, armağan olsun gülüşüne. - abdullah cemek |
"ben bir serçe telaşı şimdi ağır aksak,
ben bir mevsim bozması,
dünya artığı.
ve dudaklarımda son buse,
armağan olsun
gülüşüne."
finale doğru şiirin duygusu daha baskın, daha etkin, nabzı daha yüksek bu mısralarda.
güzel şiir, tebrik ederim.