tabii-at
işitiyorum,
sırma saçlı bir gelin gibi yaklaşıyor bana ölüm. kalbimin ezildiği, ruhumun elem ve kederle çürüdüğü, keyfekeder bir yaşamın oltasında bu son günüm. hissediyorum, şehrim,şehrinin ayaklarına kapanıyor pervasızca, bana gelen yollar,sana koşuyor yalvarırcasına. sevdiğim şarkılar aklını bulandırıyor, hatıralar kalbinde nümayişe kalkışıyor. ama sen gurur tepesinden seyrediyorsun benim kahroluşumu. seni o derece yükseklere çıkaran bendim, sen beni uçurumlara ittin. sanıyor musun ki,benim olmadığım yerlerde hükmü geçecek kalbinin ? görüyorum, tüm sesler beni fısıldıyor eğilip kulağına, her şeye rağmen bana şifa olduğunu bilip hücuma kalkıyor yeryüzündeki tüm yaralar kapımdan kapına. nefesim bile soluğu sende alıyor, beş para etmiyor ciğerim sen olmadığında. kainat sana benden bahsediyor, beni sana anlatıyor, vakitler beni geçiyor, takvimler bize geç kalıyor. ama sen kendine saray edindiğin harabe bir şehirde, hükümranlık oynuyorsun. koyduğun hükmün ederi, benim tabii olduğum kadardır sana.. sen bilmiyorsun. ölüyorum, melekler ruhumu senden kaçırıyor. aklım çıkıyor,canım çıkıyor.. sen pencereni aralamıyorsun. |