0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
830
Okunma
küçüktüm,
mutluluk,
soba üzerinde yarılan kestanelerden,
onlar yarıldıkça
yüzüme bir okyanus köpüğü gibi
oturan gülüşlerimden ibaretti.
küçüktüm.
korku,
vakitsiz vakitlerden birinde
annemi kaybetme ihtimaline denkti sadece.
ve biraz okkalı bir tokadı hakkettiğim
anlarda,babamın gölgesiydi üzerime düşen.
küçüktüm.
ve acı,
bilye kavgası yaparken,yahut bisiklet peşinde
koştururken heyecanımı,
dizlerimde,yüzümde,vücudumun bir yerlerinde
bir yılan gibi kıvrılıp yatan ince yaralarımdı.
büyüdüm.
mutluluk,
olmasını istediğimi,
olması muhtemel olanı..
ve belki hiç olmayacak olanı aramaktan ibaret
bir kavrama dönüştü.
büyüdüm.
korku,
her an, her vakitte,her yerde
ensemde nefesini hissettiğim..
ayak izlerimin üzerine basarak
yeryüzünde beni takip eden azılı
bir düşmana benzedi.
büyüdüm.
ve acı,
kimliğimden,soyumdan,benden bir hakikat gibi,
ayrıştırılamayacak bir uzuv,
kayıtsız,şartsız bir bağlanışla
sahiplendiğim bir mana,
her şart ve durumda vazgeçme ihtimalimin
namümkün olduğu bir imtihan fasikülü olup
yerini aldı cesedimin cebinde.
büyüdüm.
ve değişti dünya.
- Abdullah Cemek
5.0
100% (3)