0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1048
Okunma
yalnızlık peydah olmuş bir vakittir senden sonra,
gidişinin manşete düştüğü gazatelerdir,
günlerdir,dünlerdir yalnızlık.
boynumdan boynuna asılı kolyelerdir,
kulağımda sesindir yalnızlık.
ansızın gelen sarılma isteğidir sana
yahut hiç tanımadığım bir insana.
cüzdanımda başkalaşmış yüzündür yalnızlık en çok,
ve bazen oradan bana baktığını unutabilmemdir,
hala tazeyken ayak izlerin kalbimde.
vurup geçer suratıma güz yelleri,
alnımda kaynar kış güneşi,
avuçlarım yanar,
ve ben yalnızlığı çizerim duruşumla,
susuşumla.
elbet aynı dilde lal oluruz bir gün seninle de,
aynı aşkta kör kuyuya düşeriz.
düşmeliyiz..
ıssız bir sokakta elinde sigara eskiten biri olarak
kalmamalıyım aklında,
yüz çevirdiğin ben değilim,yalnızlık.
gölgemle bile kavgalıyım,
dönüp dolaşıp sana koşuyor,
anlaşamıyoruz.
işte bunlar hep yalnızlık.
giderken bıraktığın boşluğun,
ve belki hiç gelmemiş olma ihtimalin,
vazgeçmişliğin,
ya da hiç sevmemişliğin..
yalnızlık sende saklı bir hazine,
külfeti bende.
gözlerimi boyayıp gelsem kentine,
en sevdiğin kelimeler ceplerimde.
yine mi dolduramam kalbini ?
bana tonlarca yalnızlığı çok gör,
bir tutam seni görme.
yalnızlık dikenlerle dolu bir düzlemde,
yalın ayak koşmakmış.
bana gülü’ver,
dikende ahımı koyma.
- Abdullah Cemek
5.0
100% (3)