DİZGİNO kadar çok şey var ki duyar ayara ihtiyaç Kendiliğinden bulamaz doğasını hepsi muhtaç Ve bizdeki şu hırçın nefis büyük ve öyle derin Ona vurmak gerekiyor, hem de esaslı bir dizgin. Kendini harap etmenin, vurmanın taştan taşa Çektirmenin azabı yüreğe üstelik yangınlarla Bitimi olmayan ızdırapların yolundaki nefesin Nereden bakarsak bakalım hüsrandır sonu kesin. Bir yılkı atı gibi değil miydi gençliğimiz meyilde Neleri yıkıp geçmiştik, bakınız o gerilere Ve bir gem vurmayı başardığımızda deli gönle Vazgeçmedik özlemlerden, umutlara küsmedik Dolu dizgin gidimlerin istikametini tesviyeledik Başarılarımızın ardındaki giz, mazideki esin Şüphe götürmez gerçektir ki vurulan dizgin. Bir sınırlayış hali değildir bu, yanlış olmasın Kendini daha bir edeple yorup ihya olasın Kırıp şişelerini kem düşünüşlerin ermek güzele Haydi yaz ya da söyle şarkını değsin emele. Konuşursan söyle güzeli ana kat değerce haz Susarken de inadına, kötülüklerin mezarını kaz Dinle sükut halinde bestesini makamın hicaz. Yeter ki isyan duygularından beslenmeyesin Sana da bana da ihsanı verecektir bu gidişin. Ahvalini düşünme, yolun ;rahmet, izzet, esin Unutma sakın, ebediyete uzanışın meltemindesin Vur bu çılgın gücüne gemi de rotan çizilsin Ezil, ezme, yorul da yorma sen umutsun, biriciksin Dört nala çıkılan yolda gerilerde de değilsin Öyle bir gelişin olsun ki versin cümleye de neşeyi, Görelim ki tüm emarelerini o uhrevi nefesin Tutalım sımsıkıca bu akışı, biz de vuralım dizgin. Oğuzhan KÜLTE |