Altaya Vuslat,Tunaya Hasret
Ansızın puslu bir gecenin karanlığında
Hilale çalsın şu gök kubbe, Işğı yol gösteren olsun Şu Türk’ün kutlu yürüyüşüne, Pususu bir kılıç olsun Saplansın zalimin zulmüne... Kızıla çalsın şu Kafkaslar Altaylarda at koşturmaktır vuslatım, Beyazlara boyansın şu Rumeli Tunaya hasrettir mısralarım... Zamansızca çalsın şu antika saatim, Göğün direği gök maviye boyanıp Ayla yıldız buluşana kadar... Dörtnala koşsun doru tayım, Al Sancağı yadigarı bilip Ötüken’den Mostar’a kadar... Kızıla çalsın şu Kafkaslar Altaylarda at koşturmaktır vuslatım, Beyazlara boyansın şu Rumeli Tunaya hasrettir mısralarım... Apansız seyreylerken ufukları, Bandırma Vapuru’nda yankılanır Bir yiğidin kurtuluş nidaları... Geçip giderken şu amansız bozkırları, Bir bahar ayı Semerkand’da kurulur Ulu bilgelerin, Yunusların otağı... Kaleme alırken şu öksüz mısraları, Tanrı Dağlarında duyulur Kopuzumun haykırışları,elemli hıçkırıkları... Kızıla çalsın şu Kafkaslar Altaylarda at koşturmaktır vuslatım, Beyazlara boyansın şu Rumeli Tunaya hasrettir mısralarım... Olur da birgün kaybolursam karanlıkta, On altı yıldızda belirir,şanlı bayrağım... |