Güneşe Emanet Edilmiş Kardan Adamı Ben Abbas… Başkalarının yamasına teyel yapmaktan Kendi söküğünü dikemeyen meczup terzi… Atını hep uçuruma sürmüş ve Düştüğü her uçurumun çetelesini tutmuş Sakat süvari… Boşuna kulak kabartmayın Mübaşirler seslenmez benim adımı Her gece kurşunlara gelirimde Hiçbir müezzin okumaz Sela’mı Issız inzivaların halay başı Zifir acıların en netameli çığlığıyım ıı Kendi karanlığından kendi korkan Korktukça, yeni acılar doğuran yanık sesli bir gece Yanınca, sönmeyen bilmeyen yangın yeriyim Alnımdaki her çizgiyi acıyla derledim ben Puşt pusuların en kıdemli avıyım Yamalı bir pantolon gibi saklasam da yetimliğimi Doğum lekesi gibi sırıtır yüzümde babasızlığım Buruk doğum günlerinin baba’sızı Annesinin ilk göz ağrısı Anne annesinin gök gözlüsüyüm Kangren hüzünler uzaktan bile tanır beni Dibe dalmadan vurgun yemiş süngerci Su görmeden su yolunda kırılmış testi Kuytu balkonlarda sesini yitirmiş dilsiz bir rüzgar çanıyım ııı Ölü toprağı serilmiş gecelerde uykularımı katledip Korkularınıza nöbetçi diktiniz beni Siz uyurken, gökyüzünden yıldız çaldım ben Sizin ayağınızı sokmaya korktuğunuz sularda Anadan üryan yüzdüm Gece devriyelerinin yalınız kovboyuyum Siz saman alevi sevdaların ateşinde kalay tutup Döke saça içerken mutluluğu Ben karpit kokulu atölyelerden kaçıp Uzun yol otobüslerinde uzun şiirler yazdım Yoldan ve yolculuktan usanmış bezgin seyyah Namlusuna küsmüş mermiyim ıv Ben Abbas... Güneşe emanet edilmiş kardan adam Çocuk olmadan büyümüş Büyümeden yaşlanmış ihtiyar delikanlı Kimseyi vurmamak için Kendine çevrilmiş kızgın namlu… B e n… A b b a s... Durağa gelmeden inmek isteyen Yorgun yolcu… |
Doğmuşsundur gözün aydın denmez
Olay bu yani