sana/sadece sana..yüreğe kilitlenen yüreğin ateşteki tavrı ve kokusu yosunun nesirin içindeki bir umman dabbesi korA sırılsıklam buhar olur uykusuz kalan bütün retinalar ki bir şey söylemek ne mümkün şayet adı aşk değilse. görmüyorsun biliyorum ve duymuyorsun. melonkoli ve böhem yüreğindeki burçların payı çünkü burada hep bir h/içliğin derinliği. ve sen, bir toz bulutu ve ben, dumanı içimin yurt sayıyoruz birlikte. şiir şiir sınırlar çizip, bir geceye uzanırken şehir vakitsiz zamanlarda yüreğimizin eşiğinde kalakalıyoruz ki mazgallarımızdan denizlerimize akıyoruz. hüzün senin ıslanmış dudakların kadar süzülüp geçerken günler yağmurlar yürürken denizlere, gelip dolmadın ya içime bu kalıyor en çok yarına yazık/ ďüş tarlalarına bunca dikilen tohum bunca iz bunca sahipsiz kelime gizli özne ve yüklemleri sürgün ederek bizden çok uzaklara bitse de gitsek diye baktığımız her günlerin saatlerinde seni geçip, sana kalırken ben, akrep yalnızlığında ulu orta bir telaşla dökülürken ve devrilirken kelimelerim hep sonraya bırakılan bir yüzleşmenin hep pas geçilmiş anlarından ne kalıyor geriye sana/bana hep günaydınlar bebeğim.. (...) |