Bir Işık Hüzmesi
Bir ışık hüzmesi vurur penceremden,
Belki gecenin en suskun saatleri, Belki de tan yeri ağarmakta... Ya da saatler durmuş birer birer, Sadece kaldırımlar konuşmakta... Ve herkes o derin uykusundayken Ben sadece yürüyorum, Bir ışık hüzmesinin altında... Sadece içimdeki "beni" duyuyorum, En derin sessizliğin bile, Notalarını apansızca çalan kaldırımlarda... Bir ışık hüzmesi vurur penceremden, İçimden bir "beni" alır götürür sanki, Toz tutmamış sayfaların arasına... Karıştırdıkça içinden bir "ben" çıkar, Ve ikinci, üçüncü şahıslar daha... Şu solgun sayfaların arasında, Toz tutmamak da neymiş, Saatleri geri mi almış birisi... Eğer bir gün olur da, Işık hüzmesi vurmazsa kaldırımlara, İçimdeki bir "ben" korkutur beni... Bir ışık hüzmesi vurur penceremden, Bir geminin güvertesinde bulurum bedenimi; Çeviririm dümeni sonsuzluğa doğru, İsterim ki ufuklara yol alayım, Güneşin bile doğmaktan çekindiği Şu mehtaba bakayım... Ve aydınlatsın bir ışık hüzmesi, Önümü,ardımı,her yeri... Lakin korkarım, ürperirim; Belki küstürmüşümdür saatlere kendimi, Ufuklara yol alsam da, Bir kaldırım taşına bırakmışımdır benliğimi... |