Güz gazeli
Üzgünüm!..
Benim öyle şarap kızılı Yahut da çikolata kokulu Koyu kahve saçlarım yok Uçları son güz gazeli Diplerinde çile çiçekleri açan Sarı benzimin sırdaşı Örüğü geleneklerimden miras Sıradan saçlarım var benim... Benim öyle bakımlı ellerim Manikürlü ve ojeli tırnaklarım da yok Avuç içleri nasırlı Derdi davası geçim olan Emekçi kadınım ben Ve akşamları evime dönerken Yegane mutluluğumun ortağıdır İki ekmek Ve bir kutu süt poşetini taşıyan ellerim Ben öyle Çeşitli kahveleri de bilmem Ne americano, ne espresso Arada Türk kahvesi içerim Onu da sade severim Seni de öyle hem güzel Hem de içtenlikle severdim Lakin; senin kumaşın pahalı Ben salon kadını değilim O yüzden Sen kumaşlı elbiseler bol gelir Umudu kuru kavruk bedenimin mahremine Açık yarada kurt örneği Aşikardır özümle sözüm Asla müsaadem yoktur İnsanlığıma manasız mana yüklenmesine Ben alın terini lokmasına katık eden Emeğin Ekmeğin kıymetini bilen annemden Sabrı sükun öğütlüyüm O yüzden hep hayranımdır Ekmeğin kıymetini bilen Ruhumda çoğalttığım yaşamak savaşçısı kadına Bir kitap okumayı, Bir de üç beş hece olsa da Karınca kararınca yazmayı severim Sevmek deyince Konuşulan laf balkabağı olmasaydı Belki hak yerini bulur Dağarcığımdaki hüznümle Seni yine de severdim belki!.. #hüzünlükent |
Biraz albenili olmalı değil mi ?
Emek, ekmek de bi yere kadar…
Yakışıyor mu bir kadına nasırlı eller?
Yaşamalı değil mi özgürce
Yakışıyor mu siyaha yakın bu gri hava, bu metalik renkler ?
Tebrikler