Bu Şehrin RengiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 926 yıl önce (1097-1307) Selçuklu’ya başkent olan Konya’mızın rengini araştırdım.
Gönlümde her şehrin bir rengi vardır.
Bilmem ki al mıdır bu şehrin rengi? Belki kış belki yaz belki bahardır Bir demet gül müdür bu şehrin rengi? Asırlardır dinmez; iman coşkusu, Hücrelere sinmiş şehrin kokusu. Bedesteni sanki petek dokusu Şerbet mi bal mıdır bu şehrin rengi? Toprağı kaplamış buğday sarısı, ’Altın’a belenmiş sanki yarısı. Duadır, niyazdır bundan gayrısı Öylece bol mudur bu şehrin rengi? Bereket ondadır, ondadır varlık, Kurulmuş üstünde birçok uygarlık. Var mıdır dünyada böyle nazarlık? Meke mi göl müdür bu şehrin rengi? Hazreti Pir’ in “gel!” diyen kelamı, Kendine çekiyor dünya âlemi. Asırlar öncesi yazan kalemi Tutan o el midir bu şehrin rengi? Mescid-i Nebevî ilamı gibi Kubbe-i Hadra’nın anlamı gibi İslam’ın dünyaya selamı gibi Davetkâr dil midir bu şehrin rengi? Gül Bahçesi, kokar hep burcu burcu, Sevgiyle beslenip karılmış harcı. Diyet borcu değil bir gönül borcu Ödeyen kul mudur bu şehrin rengi? Ne Şems’i kaybolur ne batar ayı, Aydınlatır arzı nesiller boyu, "Şeb-i Arus" diye üflenir neyi Acep bu hal midir bu şehrin rengi? Nice şehit verdi; evli, yavuklu, Kimi çocuksuzdu kimi çocuklu. Onu başkent yaptı Türk’e Selçuklu Yoksa hilal midir bu şehrin rengi? Âlem-i cihanda yok böyle vaha, Şükür ediyorum, Yüce Allah’a. Aşk-ı vuslat ile bizi Dergâh’a Götüren yol mudur bu şehrin rengi? 18.02.2021/Konya |