Bayrak
Kıvrım kıvrım yollardan girer iken şehir’e;
Bir sen varsın Bayrağım, bir sen varsın kalbimde. Varlığınla sımsıcak, iman dolu yüreğim, Bir sen varsın Bayrağım, bir sen varsın kalbimde. Gönderine gururla, çekilmişsin tepeye. Benzemişsin yerinde bir nadide küpeye. Sen varsın ya kalbimde, yer bulunmaz şüpheye. Bir sen varsın Bayrağım, bir sen varsın kalbimde. Ne gecede yalnızsın, ne sensizdir gündüzün. Kaynağısın ışığın, hükmü yok ki yaldızın. Kumru gibi yan yana, hilalinle yıldızın, Bir sen varsın Bayrağım, bir sen varsın kalbimde. Hasretinde yurdumun, yükseğiyle engini, Asırlarca arasa bulamaz ki dengini. Ecdadımın kanından, boyamışlar rengini, Bir sen varsın Bayrağım, bir sen varsın kalbimde. Tesadüfen girmedin öyle Türk’ün Yurduna! İmanlı bir milleti toplamışsın ardına. Düşmemiştir sıradan bir güzelin derdine, Bir sen varsın Bayrağım bir sen varsın kalbimde. 01/2011/Konya |
Türk Bayrağının rengini şehitlerin kanından, ilhamını da kan gölüne yansıyan ay ve yıldızdan aldığını biliyoruz.
Fakat bayrak hakkındaki bu bilgi, bayrağın taşıdığı kutsal anlamı, o anlamdaki sembolizmi, ondaki derinliği ve yüceliği anlatmaya yetmez.
Bilindiği gibi, genellikle Hıristiyan milletlerin bayraklarında Haç şeklinde semboller yer almaktadır. Müslüman milletlerde ise Hilal görünmektedir.
Haç, Hazreti İsa ( a.s.)'nın çarmıha gerilerek haç şeklinde şehit edildiğine inandıkları için Hıristiyanlar onu sembol olarak alırlar.
Peki ya Hilal? Müslümanlarca sembol olarak kabul edildiğini biliyoruz. Ancak bunun sembolik değeri nereden gelmektedir? Dolunay (Bedir) ayın ondördüncü gecesindeki haliyle daha parlak olmasına rağmen niçin ayın en az ışık verdiği yay şeklindeki zayıf şekil sembol almıştır? İşte burada Hilal'in gücü burada çıkmaktadır. Çünkü Hilal, Haç gibi doğrudan şekil
olarak alınsaydı Dolunay kullanmak daha uygun olurdu. Halbuki "Hilal" şekli dolayısıyla değil, ismi dolayısıyla sembol olmuştur. Bu anlamı da "ALLAH (c.c.)" isminden almıştır. Bilindiği gibi Arapça aslında Hilal kelimesinde;
1 "He",
1 "Lam",
1 "Elif",
1 "Lam" harfleri bulunmaktadır. Yani 1 "He", 1 "Elif" ve 2 tane "Lam" bulunmaktadır. Bu harflerin ebced hesabıyla rakam değeri de:
. "He
. "Lam"
. "Elif"
. "Lam"
. Toplam Olarak =99
ALLAH (c.c.) kelimesinde yine bir "Elif", iki "Lam" ve bir "He" ile yazılmaktadır. Bu harflerin de değeri yine ebced hesabıyla toplandığında yine 99 rakamını verir. Her iki kelimede harfler değişmediği için rakam değerleri de değişmiyor. Yani Hilal yazarken ALLAH ( c.c.) isminin harflerini kullanıyoruz. 99'da Esma-ul Hüsna'yı temsil eder. Öyleyse bu iki kelimeyi bilhassa sembolik olarak birbirinin yerine kullanmak mümkündür. O halde Bayrak üzerine ALLAH ( c.c.) yazacak yerde, aynı ismin eş değerlisi olan Hilal'i koymak hem anlamlı, hem inançlarımıza daha uygundur. Çünkü inancımıza göre, "ALLAH ( c.c.)"ı sembol olarak bile ifade etmek mümkün değildir. Aksi halde putperestlerin düştüğü hatayı
tekrarlamış oluruz. Bu sakıncadan dolayı "ALLAH ( c.c.)" ın zatı ve ismi tenzih edilerek, o ismin harf ve ebcedi bakımından eş değerlisi olan "Hilal" sembol yapılmıştır. Mademki sembolik anlam taşıyacaktır o halde Hilal yazmaktansa Hilalin şeklini yapmak arasında hiç fark yoktur. Aksine sembol olarak Hilal şekli daha uygun, daha anlamlıdır. Böylece Hilal'in,
sembol olarak seçilmesinde şu mantık silsilesi görülmektedir: ALLAH (c.c.) à Hilal (isim) à Hilal (şekil) ALLAH(c.c.)'ın birliği (Tevhid) inancı ve bu inancın La ilahe İllallah
(ALLAH (c.c.) tan başka Tanrı yoktur) formülüyle ifade edilen manası böylece Hilal şeklinin içinde sembol olarak ifadesini bulmuştur. Bilindiği gibi bazı İslam ülkeleri bayrağında, özellikle Suudi Arabistan doğrudan doğruya Kelime-i Tevhid'i yazarak sembole gidilmeden bayrağına koymuştur. Ancak birtakım manaların sembol ile ifadesi, sözle ifadesinden daha derin ve anlamlıdır. Hilal'in kucağındaki Yıldız, Hilalde olduğunun aksine doğrudan doğruya şeklinden alınmıştır. Ancak bu şekil yine Arapça "Muhammed" yazısının şeklidir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed ( s.a.v.) Efendimizin ismi yazıldığı zaman birinci "mim" in başı, "ha" harfinin dirseği, ikinci "mim" in kıvrımı ve "dal" harfinin alt ve üst kanadı beş
tane çıkıntı meydana getirir ve tam bir yıldız şeklini alır. Zaten İslam' ın şartları da beş tanedir. Hilal ALLAH ( c.c.) inancını, yıldız Peygamber'e bağlılığı dile getirir. ALLAH (c.c.) inancı, amentü ile bildirilen iman şartlarının temeli olduğu için iman esaslarının hepsi bu
sembolle ifadesini bulmuş olur. O zaman Hilal iman şartlarını, yıldız da İslam' ın şartlarını remz (sembol) olarak dile getirir ki, bayraktaki bu iki sembolle, ay ile yıldızla İslam dini bütün yönleriyle ifade edilmiş olur.
Claude Farrere dilimize "Türklerin Manevi Gücü" adıyla çevrilen eserinde (s.36) Hilal şekli üzerinde durarak bu şeklin Türklerin hayatında nasıl bir önem taşıdığını anlatmaya çalışır: "En mükemmel gemiler, yarım ay şeklinde amiral gemisinin etrafına sıralanmıştı. Evet, yarım ay şeklinde... Ve hilal şekli gerçekten Müslüman, gerçekten Türk olan herkesi heyecandan titretmeye yeter!..." diyerek Türk toplumunun hayatında örf ve geleneklerin ne kadar köklü bir yeri olduğunu anlatır.
İstiklâl marşımızda,
"Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal."
"Kahraman ırkıma bir gül ne bu şiddet bu celâl?"
Mısralarında bayrağın ve hilalin şahsına dile gelen hitap, aslında doğrudan doğruya ALLAH ( c.c.)'a niyazdır. ALLAH (c.c.)'dan, artık bu millete rahmet ve merhametiyle nazar etmesi istenmektedir. Zaten
"Ruhumun senden ilâhî şudur ancak emeli;"
mısrasında bu dilek daha açık bir dille ortaya konmaktadır.
Hilal sadece bayrağımızda değil, kandil geceleri yapılıp dağıtılan ayçöreğinde de görülür. Camide ve kışladaki ders nizamı da, Mehter Takımının nöbet vurma sırasında aldığı şekil de hep Hilal şeklidir.......
Kanımızla renklendirdiğimiz bayrağımızın ölümüne kadarda bekçisi olmayada devam edeceğiz.Onu gönderinden indirmeye evvel Allah'ın izniyle hiç bir kimsenin kudreti yetmeyecek...
kaleminize yüreğinize sağlık.saygımla.