İzmir İle HasbîhalSana geldim İzmir’im, zamanın varsa eğer, Seninle bir hasbîhal, koca bir ömre değer. Belkahve’den inelim Bornova’dan aşağı, Gecelerin de çok hoş her yanın ay ışığı... Sere serpe uzansak Bostanlı’da banklara, Dalıp gitsek birlikte epeyce uzaklara. Bilirsin, tanışmamız eskilere dayanır. Seni tanımayanlar “erişilmezsin” sanır. Halbuki, mahzunluğun yüreklerde bir gamdır, “Erişilmez" sanılman, düpedüz bir evhamdır. Görmek isteyen görür, gergef gergef dokunu, Sermest olur her çeken, sana özgü kokunu. Dokuz yüz altmışlardı senin ile tanışmam. Öyle olmasaydı ben, böyle sana yanaşmam. Seni bana çeken şey; “gariban yurduymuşsun.” Böyle söylerdi herkes, bunu sen de duymuşsun. Anadolu’da sana methiyeler düzülür, Seni görmeyenlerse en çok buna üzülür. Benim de düşlerimin süsüydü; adın, namın... Gurbetiydin babamın, yol gözleyen anamın. Hatırlar mısın, sene seksenlerin başıydı? Yaşım, Ferdi Tayfur’un o zamanki yaşıydı. Mekânımız; Fuar’da Manolya Çay Bahçesi, Mest ederdi bizi hep Tatlıses’in lehçesi. Hala gözlerimin önünde gülümser Ümit Besen, Onlar güzel günlerdi, bilmem daha ne desem? Karşıyaka’da bazen seyrederdik anıtı, Dalgın gözlerim seni sevdiğimin kanıtı. Martıları mı yoksa Kordonu mu konuşsak? İnip Kemeraltı’nda kol kola mı dolaşsak? Vapurdan ayağımı atsam hemen karaya, Sana her gelişimde uğrarım Agora’ya Gönlüm Kızlar Hanın’da, Hisar Cami önünde, Yine düştün aklıma şu efkârlı günümde. Belki bin hatıram var o Kadife Kalende, Her gören seni bulur zarif Saat Kulende. Hafızamda yer etti güzel Havra Sokağın, Mezarlıkbaşı hem de diğer yanda Konağın... Kıvrım kıvrım Varyan’ta gide gele yorulsam, Yok ki senden başkası sevdalanıp vurulsam... Eşrefpaşa saklıyor özde Bayram Yeri’ni, Güzelyalı alıyor, gözlerimin ferini. Yürüyelim birlikte Üçyol’dan Göztepe’ye, Her şeyinle benzersin nadide bir küpeye. Zihnimde canlanıyor, bir tablo gibi Çeşme. Anlat hatıraları ancak derdimi deşme! İzmir! Yine sen sustun, ben konuştum sürekli. Oysa hasbıhalde hep “iki taraf gerekli.” Yine karşılıksız bir sevgi imiş benimki, Terk edeyim gideyim hatta bir de derim ki; Çiğli’den ulaşayım şu Basmane Garı’na, Gel alnından öpeyim belki çıkmam yarına! |