Umay ana söyleni-hazırlandılar- burnundan soluyan sabaha karşı kayın ağacının huzurunda aklını aç gönlünü soğur neyin asıl, neyin suret olacağı esrarı bil bil ki akıl bedeni akıtır düşünce. düşünce toprağına boy bin yıl geçti bak hâlâ genç ve diriyim hâlâ açken bozkır kurdunun hassas burnuyla kokladım taş ile kesilmiş süsenleri artık bırakmalısın sıcak ekmeği bıçakla kesmeyi tuzu öğüt bil hatayı nimet ama sakın unutma çözmeyi gemici düğümünü aslanın karnı geniş balam ve dili kan çanağında bilirsin ki savaş, yasal bir cinayet kurdu kuzuya karayı denize çalkayan cinnetten henüz inmiştik demirin madenine az evvel değil miydi tunç çağı tırnağını kesmişti atın daha dün - nalbantın çekici - henüz çınlattı agoranın sarnıcını kırbada bir kaç damla seraptı hani anımsadın mı ne çabuk! her duruma ayarlan ve atla sağrısı inip kalkan atına ama bil tok köpekler ve susuz kurtlar -kızgın güneşin altında - peşindeydiler ~ |
Tülay'ın yazdıklarına birebir katılıyorum.
Son şiiri okuyunca ilkini gördüm
okumak istedim,
iyi ki okudum, fazlaca etkili
canını dişine takmış cinsinden zirâ
tebrikler çok