Burnum sığmıyordu ölümüne daldığım öyküyeyaşar sanıyordum dünyaya inen umardan buluta, gazelden şalvara virüs dolu konfetiler uçaklardan serpilince ensemde mememi kapatıyordu kerem sahibi kollar verilmiş sözler infaz yargısı kurulmuş yüzü kalabalığa, sırtı duvara vuruldum açığa savruldu, çok estetik söylevin birinde kırk yılda bir birinde resimli tarih, bir kaç sevgili ve bordo kılıflı kitaplar kapağı bakır fotoğraf albümü yarı estetik tanrılar papatyalı suda durulanmış ihtar ve izan beni işaret etti henüz bir nesil önce şehirli olmuşken tarlada kaldı hırsız kavunu, koynumda şamame devrilince gövdemin üstüne zehirden zemberek boşandı kadın gibi kadın ne haddine serçeleri yok edilmiş çin oluyordum uzak ağaçlar, beton duvar ve meydanın şefaat eden göğsünde . ~ |