Sevmeyi bilmiyorsun...Unut dediğin yerde umutlarım emeklemekten kurtuldu. Şimdi sensiz adım atmayı öğrendim. Sensizliğin adımlarını atıp.uzaklaşırken senden Özgür rüzgârlar güzel melodileriyle birlikte okşuyordu öpmekten çekindiğin tenimi. Sensizliğin hava boşluğundayım şimdi. Ayaklarımda senin çekiminden kurtulmanın hoşluğunu yasarken tekrar senin boşluğuna düşüyorum. Esaretin prangaları şah damarıma iz yapmış, ben seni özlerken Ahu gözlerinin ışığına koşuyorum. Yasadığımız, aşktan öte bir oyundu. Bu oyunda senin favorin hep başkasıydı. Kısa paslaşmalarını o başkasıyla yaparken sen! Ben auta giden bakışlarının peşinde koşuyordum. Aslında ben senin sevinçlerinle coşup; yalnız kaldığımda sensizliğe ağlıyordum. Bir kez gözlerime bakıp, sevgiyle elimi tutmuştun, o günde yağmurlu bir gündü ve üşüyordun. Kendi halime gülüyorum şimdi! Ahmakça sevmelerime seni! Ama olsun,! Hiç olmazsa sana nasıl sevildiğini öğrettim. Kimsede bulamadığın bir şeyi hem de. Hiç kusura bakma! Kendimle övünme payımı saklı tutuyorum içimde. Ama övüncüm bile sessiz. Belki gözlerimde belirgin. Ama sen onu bile anlayamazsın. Çünkü bana kör ve sağırsın. Sabah çiy damlalarında parlayan menevişlerde belirgin gözlerin. Bakışlarına mutluluğu ekleyip, yine seveceğim. Senden uzak olduğumda seni unutacağımı sanıyorsun değil mi? Veya hasretinden öleceğimi. Oysa doğada bulup yine de yaşarım güzelliğini Çünkü sen, aşkın ne olduğunu bilmiyorsun. Sen beni çoktan aşk lahitlerine kapattığını sanıyorsun. Ruhumu hapsettiğini bedenimle birlikte. Ruhumu da öldürdüğünü sanıyorsun. Aşkınla hayat buldum. Ve ölümsüzlüğe yelken açıyorum. Sana dar ufukları bırakıyorum. Sen sevginin ne demek olduğunu bilmeden aşkı yaşayamazsın. Tuncay Aytaç |