Hasret...Dudaklarının ismine değdiği yerde acı bir gülümseme var, Gözlerim demleniyor hayalinde. Kaç sabır birikmiş isminin ilk harfinde, Sabrıma senli hatıralar ilişiyor. Tenimden tenine damlayan yağmur damlalarını, Gecenin mahşer kovasında barındırırken, Kaç acıyı kucakladı düşlerim. Hasretin irini birikirken gözlerimde, Kaç sancinin şafağına inledi yüreğim. Denizler kadar vurgundum sana, Sahil kasabalarının romantizmiydi, Biriken gözbebeklerime. Haydi! Şimdi sevilmeyi istiyorum senden, Borcunu ödeme vakti. Kaç kez ölür insan, aşkın kanununda ipe çekilir, Kaç umut vardır aşkın şimdiki halinde. Kaç acıya patlar yanardağlar, hangi esrik cümleleri yakıp geçer lâvları. Bir yağmur ertesi gibiydi senli gecelerin şafağı, Göz kirpmalarinda kaç sekme vardı, Benden öte, yerlere umut dağıtan. Şimdi hasret kuyusunda sensiz geceleri yaşıyorum, Yıldızlara hapsolunmuş gözlerim. Hangi pınarın suyundan içmiştim ki, Narın ellerinin iz düşümü kalmıştı dudağımda. Ahu gözlerinde kırıma uğrayan gönlümün, Aşk kazası dikiş tutmuyor artık. Yaram, kanıyor, kanıyor. Actığın yaranın dikiş tutmayacağını biliyordun sevgili, Bir cerrahın elleri gibi maharetiydi ahu gozlerin. Nasıl bir bakıştı ki, ahu gözlerindeki, Savurup attı beni, Aşk zındanlarına. Ask çöllerinde serabı arayan bir bedevi yalnizlığındayım şimdi. O yüzdendir kendimde kayboluslarım. |